İslâm’ın genel târifinde: “Allah’ın emirlerine tâzim, mahlukatlarına şefkat ve hizmet” ölçüsü vardır. Hizmetlerin en hoşu din yolunda ve Allah için olanıdır. Ashâb, Allah Rasûlü’nün gösterdiği hizmetlerle yıldız şahsiyetler oldular, benlik ve ferâgat sınavından geçtiler ve bu sâyede sahâbî oldular.

“İlme hizmet, ilim adamına hizmettir” ilkesinden hareketle mevzuya yanaştığımız zaman elbette ilim ve irşâd ehline hizmet edenler, dîne hizmet etmiş gibi ecir kazanırlar. Gaye hizmet olduktan sonra hizmet eden dâimâ hasılatlıdır. Hattâ hizmet edilen hizmete lâyık olmasa dahi yapılan hizmet ve ecri zâyi olmaz. Ancak hizmet beklemek ve insanların kendisine hizmet etmesini ummak tasavvufî âdâba uygun değildir.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları

Akşam Ezanı

Kategori: