Gönle sevinç veren tecellî ve hâdiseler karşısında râzı olup, buna mukâbil gam ve efkâr veren hâdiseler karşısında memnunsuzluk göstermek, kulluk âdâbıyla bağdaşmaz. Fakat insan, mânen olgunlaşmadıkça bu beşerî zaaftan kolay kolay kurtulamaz.

Nefsini tezkiye edip “Râdıye” makâmına eriştiğinde ise, ilâhî irâdenin hayır veya şer biçiminde tecellî eden tam kararlarına kararsız teslîm olup rızâ gösterir, şikâyet ve sızlanmayı unutur. Çünkü bizim için gayb bilinmeyendir. Gaybı bilen yalnız Cenâb-ı Hakʼtır.

Âyet-i kerîmede emredilir:

“…Sizin için daha hayırlı olduğu hâlde bir şeyi beğenmemeniz muhtemeldir. Sizin için daha makûs olduğu hâlde bir şeyi hoşlanmanız da muhtemeldir. Allah öğrenir, siz öğrenmezsiniz.” el-Bakara, 216

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Gönül Dünyası, Erkam Yayınları

Akşam Ezanı

Kategori: