Arılar, yeryüzündeki canlı spektrumunun devamı için oldukça ehemmiyetlidir. Ekolojik sistemde ehemmiyetli işlevleri olan arılar, biz insanların yiyebileceği biçimde besin üreten tek böcek cinsidir. Arılar hakkında bir hayli şey öğreniyoruz ancak gün geçtikçe yapılan çalışmaların ortaya koyduğu bazı yeni neticeler bizi donakaltmaya devam ediyor.
Tıpkı bir hayli canlı gibi bal arılarının da değişik görevleri yerine getirmek üzere eğitilebildiği öğreniliyor. Yapılan bir çalışmada gıda ile şartlandırılan arıların sayma harekâtı yapıp yapamayacakları test edilmiş. Araştırma neticelerine göre arılar 4’e kadar sayabiliyor.1
Parite tek/çift gruplandırma, bir sayı sınıflandırma şeklidir ve soyut bir matematiksel özellik olarak kabul edilir. Parite insan beyninin bir özelliğidir ve bugüne kadar diğer canlılar üzerinde parite işlemeyi inceleyen bir çalışma yapılmamıştır. Ancak arılar üzerinde yapılan bir araştırma bal arılarının 1’ den 10’ a kadar tek ve çift rakamları gruplandırmada %80 oranında zafer gösterdiğini ortaya koyuyor.2 Yâni arılar da tıpkı bizim gibi tek ve çift rakamları ayırt edebiliyor ancak bunu muhakkak bir bedele kadar yapabiliyorlar. Zira bizim beynimizde 80 milyardan fazla arılarda ise birkaç milyon hücre var ve bu surattan bir kapasite farkı olması oldukça mâkul.
Arıların marifetleri bu kadarla hudutlu değil. İnsanlara özgü görsel harekâta mekânizmalarını kullanan arılar bir uyaran olarak idrak ettikleri insan suratlarını siyah-beyaz görüntüler biçiminde hafızalarına kaydolup, detaylı bir biçimde tanıyabiliyor. Çalışmada birbirine eş suratlar kullanılmasına karşın arıların hedef suratı sonradan andırabildiği görülmüş. Bu vaziyeti bir tahmin hipotez olan evrim iddialarına göre değerlendirirsek, arıların insan suratını tanıma özelliğini zaman içinde bir sebepten dolayı geliştirmesi gerekiyor. Ancak arıların insan suratlarını tanımaları için evrimsel hiçbir sebepleri yok.3
Yine bazı araştırmalara göre bal arıları, kolay toplama ve çıkarma, soyut kişilikleri minik niceliklerle eşleştirme, ebat ve sayı kavramlarını ilişkilendirebilme gibi bazı özelliklere sahip. Öğrenişsel problemleri çözebilme marifetine sahip olan bal arıları, günümüzde suni akıl, navigasyon sistemleri ve robotlarda duyusal harekâta gibi çalışmalar için esin kaynağı oluyor. Ayrıca bal arılarından biyolojik sistemlerin hesaplamalı modellerinin nöromorfik sistemler oluşturulmasında da faydalanılıyor. Nöromorfik sistemler beyin eşi hesaplamaları kullanarak reel dünyada bir hayli ihtimal kapsayan bilinmeyenliklerle başa çıkabilmek için geliştirilen sistemlerdir. Karışık bir ekosistemde yaşayan bal arıları da karşılaştıkları bazı karmaşık meselelere karşı çözümler geliştirebiliyor ve bu sebeple nöromorfik sistemler için ideal modeller olarak düşünülüyor.2
Canlılar üzerinde yürütülen bu stil bilimsel araştırmaların neticeleri yayınlandıkça her geçen gün hayretimiz ve hayranlığımız azıcık daha çoğalıyor. Bizler tüm bu hoşlukların arkasında bir ‘Hoşun’ olduğuna inanıyoruz. Bu surattan doğaya ya da canlılara pragmatist bir kavrayışla yanaşmıyoruz. Yeri geldiğinde bir karıncaya tebessüm eden ya da büyük muzaffer bir komutan iken yeni doğum yapmış bir köpeği rahatsız etmemek için yolunu değiştirenlerin peşinden gidiyoruz. Ancak bu inanç ve düşüncenin dünyayı daha hoş bir yer hâline getireceğine inanıyoruz.
Son olarak, şayet bir gün yolunuzun üzerinde, yere düşmüş bir bal arısı görürseniz onu bir kâğıt veya taşla alıp yüksek bir yere vazgeçin ki ezilmesin ve uçup gitsin. Kim öğrenir belki o da lüzumunuz olduğu bir ‘günde’ sizi tanır.
Kaynaklar:
Kaynak: Ramazan Maden, Altınoluk Mecmuası, Sayı: 447
Akşam Ezanı