Lügatte “mastar olarak susuzluğun şiddetinden yemeyi terk etmek, vurmak, “an” ilgeci ile kullanıldığında men etmek; ad olarak; ceza, hasar, ezâ, eziyet, insana üzüntü veren ve güç gelen şey” anlamına kazanç. Bu kavram Kur’ân’da çoğunlukla inkâr ve isyân edenlerin dünya veya âhirette Allah tarafından cezalandırılmalarını ifade etmek için kullanılmıştır. Allah, hiç kimseye kabahati olmadan azab etmez. Allah, îmân edip sâlih amel işleyenlere mükâfat vaad ettiği gibi inkâr edip isyân edenlere de azab taahhüdünde bulunmuştur.
İnsanların birbirlerine yaptıkları makûs muâmele de “çile” sözcüğü ile ifâde edilmiştir. Meselâ Firavun’un İsrâil oğullarının erkek, çocuklarını öldürmesine “çile” denilmiştir A’râf, 7/141.
Zina yapanların Nisâ, 4/25; Nûr, 24/2, 8 ve cumartesi günü balık avlama yasağını ihlal eden Yahûdilerin cezalandırılması A’râf, 7/165, yoksulun hakkını vermeyenlerin bağ-bahçe ve mahsullerine âfet uğraması Kalem, 68/33, Nuh kavminin suda boğulması Nuh, 71/1, dolu düşmesi, şiddetli yağmur yağması, yıldırım çarpması, zelzele, su baskın felâketi ve âfet olması En’âm, 6/65, açlık Mü’minûn, 23/18, insan öldürme Lokmân, 31/21, vurma, eziyet vb. makûsluklar Yâsin, 36/18, mezar yaşamında En’âm, 6/93, dünya ve âhirette Allah tarafından günahkârlara verilen cezâlar Ra’d, 13/34 azâb kavramı ile ifâde edilmiştir.
Kâfirler için “büyük, alçaltıcı, dokunaklı Bakara, 2/7, 90, 104, şiddetli İbrâhim, 14/2, aralıksız Mâide, 5/37 ve makûs A’râf, 7/165 bir azâb olduğu bildirilmiştir.
Azâb’ın tersi rahmet’tir. Yüce Allah, “…Zulmüme dilediğimi uğratırım, rahmetim ise her şeyi abluka etmiştir…” A’râf, 7/156, “…Ben çok affeden, çok acıma edenim, çilem de çok acı bir eziyettir.” Hicr, 15/49-50 emretmiştir. Çile sözcüğü Kur’ân’da 321 kez geçmiştir. Özellikle inkâr edenler cehennem çileyi ile tehdit edilmişlerdir Duhân, 44/56; Mal, 67/6; Haşr, 59/3; Nisâ, 4/56.
Kur’ân’ın cehennem tasvirlerinden anlaşıldığına göre, ahiret azâbı fizyolojik ve psikolojik olmak üzere iki kısımdır. Birincisi vücudu etkileyen yakıcı ateşler, dondurucu ya da kaynar sular, demir topuzlar, ateş yalaklar, örtüler, zakkum, dikenli ağaçlar, katranlar ve kelepçelerdir Saffat, 37/ 62-63; Nisâ, 4/55; İbrahim,14/16,17, 49; İnsan, 76/4; Kehf, 18/29; Mü’min, 40/71-72. Bu âyetlerden biri şöyledir: “Biz, onların boyunlarına milleteler geçirdik çenelere kadar sabretmektedir. Bu surattan kafaları yukarıya kalkıktır.” Yâsin, 36/8 Ruhlara şiddetli ızdırap ve tasa kaynağı olan ikinci cins azab ise kabahatlilerin Allah’ı görmemeleri, Allah’ın onları fırça atması, onlarla konuşmaması ve suratlarına bakmamasıdır Kıyamet, 75/24-25; Mutaffifin, 83/15; Al-i İmran, 3/75.
Akşam Ezanı