Lügatte “bir şeye kesin karar vermek, gaye etmek” anlamına gelen azîmet, fıkıh usulünde, mükelleflerin özür ve daha sonra alana gelen gidişatları göz önünde bulundurulmaksızın ilk olarak konulan kararlara denir. Başka bir ifade ile, umumî ve kaide olarak bir şeyin yapılması ve terk edilmesi yolunda konan kararlardır.
Azîmet, ilk olarak yasal kılınan ve yapılması arızî nedenlere direnmediğinden, gerçek ve genel olan kararlardır; bunlar herkesi ilgilendirir ve tabiî hallerinde mükelleflerin hepsi buna uymak zorundadır.
Azîmet, öneriyi kararlardan olup, farz, vacip, mendub, haram, mekruh çeşitleri bulunmaktadır. Namaz, oruç, zekat ve öbür vecibeler, domuz ve ölü eti yeme, kumar oynama ve zinanın menedilmesi birer azîmet kararıdır. Azîmetin tersti ise, ruhsattır. bk. Ruhsat
Akşam Ezanı