Lügatte “kandırmak, göz boyamak, oyalamak, uzaklaşmak, gönlünü çalmak, batıl şeyi hak diye göstermek ve saklı operasyon yapmak” gibi anlamlara gelen sihir, ıstılahta, tabiat üstü kâinat ile bağ kurarak, yahut kendilerinde saklı eforlar bulunduğuna inanmak sûretiyle bazı natürel nesneler kullanarak yapılan işlerdir.
Sihir, İslâm’dan evvelki cemiyetlerde ve dinlerde de gelecekten haber verme, tılsımla rehabilitasyon etme, cincilik ve müneccimlik yapmak sûretiyle kahinlikte bulunma gibi tutumlar şeklinde bir çıkar taşıtı olarak kullanılmıştır. Sihrin hakikat emeli, insana ve vakalara tesir ederek çok avlama, balık yakalama, hayvan yetiştirme, düşmanı yenme, hasara uğratma veya öldürme, çocuk, ürün ve mülk arttırma, hastalıktan kurtulma, kısaca bireylere tesir ederek iyilik ya da makûsluk etmek sûretiyle bir çıkar sağlamadır. Sihir, fantastik etkileyici bir efor veya bilgiye sahip olduğuna inanılan bireylerce değişik bazı insanlara yapılır. Bunlar sihirci, şaman, illüzyonist, hekim gibi cemiyetlere göre isimleri değişen insanlardır. Bunların eforlarını iyiye de, makûsa da kullanabileceklerine inanılır. Sihirde vasıta olarak ruhlar, cinler, iblisler, canlı veya can vermiş bazı hayvanlar, cisimler, biçimler hatta isimler dahi kullanılır.
Kur’ân-ı Kerim’de çoğunlukla sihir anlamına gelen büyü sözcüğü, türevleriyle beraber 62 kez geçmektedir. Bu kavram ilk defa Müddessir sûresinde insanları etkileyen laf anlamında kullanılmıştır. “Sonra baktı, sonra kaşlarını çattı, suratını astı. En sonunda, böbürünü yenemeyip sırt çevirdi de: “Bu Kur’ân dedi, olsa olsa illüzyonistlerden bilinip nakledilen bir büyüdür. Bu insan lafından başka bir şey değildir.” Müddessir, 74/21-25 “Bir mucize görecek olsalar surat çevirirler ve `süregelen bir sihirdir.’ derler.” Kamer, 54/2
İslâm dinî sihir yapmayı, kesin olarak menetmiş ve bunu büyük günahlar arasında saymıştır. Sihir yapmada, Allah’ın istem ve kudreti üstünde işler muvaffak olabilme iddiası vardır. Ayrıca sihircilerin her şeyi bildiği, muvaffak olamadıkları hiçbir iş olmadığı stilindeki inançlar da İslâm dinine ters düşmektedir. Bu surattan İslâm alimleri kitap ve sünnete uymayan yalnızca kandırmaya matuf sihri tamamen yalanlamışlardır. Sihir ve onun yapıtı olan tavırlardan kurtulmak için yeniden Allah’a sığınmak gerekir.
Akşam Ezanı