Semüre İbni Cündeb radıyallahu anh’den dedikodu edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle emretti:

“Cehennem ateşi, cehennem ehlinin kimisinin topuklarına, kimisinin dizlerine, kimisinin kuşak yerlerine, kimisinin de köprücük kemiklerine kadar çıkar.” Müslim, Cennet 33

Bir evvelki hadiste de geçtiği gibi, cehennemdeki cefa çeşit çeşit ve derece derecedir. Bu hadis ise, bir kısım uygunsuz te’villerle cehennem azâbı cismî değil mânevîdir gibi iddialarda bulunanların görüş ve düşüncelerine haysiyet edilemeyeceğini, cehennem azâbının insanın Allah tarafından yine yaratılan bedenine yapılacağını bir kere daha ortaya koymaktadır. Esasen cennet ve cehennemle alakalı olarak Kur’an ve Sünnet’te anlatılan her şeyi, öncelikle anlatıldığı gibi kabul etmek zorundayız. Kaldı ki, anlatılan mevzular ve bu anlatımda kullanılan kelime ve terimler herkesin kavrayabileceği sarihlik ve netliktedir. Bunları herkesin bildiği anlamlarının dışına sürükleyerek uygunsuz yorumlar yapmak câiz değildir.

Cehennem azâbı, insanı yiyip tamamlayacak bir çile de değildir. Öyle olsaydı, kesintisizliğinden bahsedilmez ve bedenin muhtelif uzuvları sayılarak ateşin bunları sarması mevzubahisi edilmezdi. Kaldı ki, cehennem azâbı gören mü’minler kabahatlerinin cezasını sürükledikten sonra cennete sevk edilince, cennetliklerin kendilerini tanıyacakları âyet ve hadislerle sabit olduğuna göre, bu cefa biçimlerde bir farklılık da yapmayacaktır.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Akşam Ezanı

Kategori: