Enes radıyallahu anh’den dedikodu edildiğine göre şöyle demiştir:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bizlere eşini hiç dinlemediğim bir konuşma yaptı ve şöyle emretti:

“Şayet sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.”  Bunun üzerine Resûlullah’ın ashâbı suratlarını kapatarak hıçkıra hıçkıra ağladılar.

Buhârî, Tefsîru sûre 5, 12; Müslim, Fezâil 134

Müslim’in dedikoduyu şöyledir:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashâbının vaziyetiyle alakalı bir haber alınca şöyle bir konuşma yaptı:

“Cennet ve cehennem gözlerimin önüne serilip bana gösterildi. Hayır ve şer açısından bugün gibisini görmedim. Şayet sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız” emretti. Resûlullah’ın ashâbına bundan daha ağır gelen bir gün olmamıştı. Başlarını örterek hıçkıra hıçkıra ağladılar.     Müslim, Fezâil 134

Peygamber Efendimiz, Allah’ın seçkin bir kulu ve vahye muhatap elçisi olduğu için bizim öğrenip göremediğimiz şeyleri öğrenme ve görme imkânına sahipti. Bunlar, Allah’ın kendisine öğretmesi ve göstermesi sayesinde idi. Peygamberimiz, bunlardan kimilerini ashabına ve ümmete açıkladı, kimilerini ise açıklamadı. Yukarıyadaki hadîs-i şeriften bunu kavramamız olası olmaktadır.

Hz. Peygamber’in öğrenip bizim öğrenmediğimiz şeyler âhiret hayatı, cennet ve cehennem ahvâli ayrıca bizim öğrenme ve görme imkânımız olmayan gayb evreniyle alakalı hususlardır. Bunlar, Allah’ın isyankârlara verdiği cezalar, itaatkârlara verdiği ödüller, bizlere saklı kalıp Resûlullah’a açılmış olan sırlar, maksatlardaki bozukluklar ve sonuçları gibi Peygamberimiz’e bildirilen hususlardır. İşte insanlar bunları öğrenip görmüş olsalardı çok ağlar az gülerlerdi. Bu hadis, Kur’ân-ı Kerîm’in şu âyetinin açıklaması mâhiyetindedir: “Artık kazandıkları işlere karşılık az gülsünler, çok ağlasınlar” [Tevbe sûresi 9, 82].

İmâm Gazzâlî, bu hadisi emin, doğru sözlü ve doğru tavırlı olan Resûl-i Ekrem’in kalbine Allah’ın tevdi ettiği sırlardan bahseden hadisler arasında sayar. Peygamber’in, Allah’ın kendisine müsaade ettiği sırları açıklaması câizdir. Zira seçkinlerin kalbleri sırların defineli olduğu mezarlar gibidir. Hz.Peygamber, bunların bir kısmını açıklamak suretiyle ashâba az gülüp çok ağlamayı tavsiye etmiştir. Ağlamak, Allah’ın zikri ile hayat bulan kalblerin canlılık meyvesidir. Allah’ın azametini, büyüklüğünü ve yüceliğini hissedenler ağlayabilirler. Çok gülmek ise bu gerçeklerden habersiz olmanın bir sonucudur. Dolayısıyla Peygamber Efendimiz bu hadisleriyle bizleri diri bir kalbe sahip olmaya ve gafletten uzak durmaya teşvik etmektedir. Bu hadisi, 448 numaralı hadis olarak tekerrür göreceğiz.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Akşam Ezanı

Kategori: