Mikdâd radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle emretti:

“Güneş, kıyamet gününde insanlara bir mil mesâfe kalıncaya kadar yanaştırılır.”

Hadisi Mikdâd’tan söylenti eden Süleym İbni Âmir :

Allah’a yemin ederim ki, Resûlullah mil ile yeryüzündeki mesafe miktarını mı yoksa göze sürme sürüklemek için kullanılan mili mi hedefledi öğrenmiyorum, demiştir. Resûl-i Ekrem:

“İnsanlar, işledikleri makûs amelleri kadar tere batarlar. Onlardan bir kısmı topuklarına, bir kısmı dizlerine, kimileri kuşak yerlerine kadar ter içinde kalır; kimilerinin de ter sanki ağızlarına gem vurur” emrederek eliyle ağzına işaret etti. Müslim, Cennet 62. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyamet 6

Hadisimizin eşleri yukarıyada geçtiği gibi altta da gelecektir. Burada sarihçe belirtildiği gibi, kıyamet gününde güneş insanlara oldukça yanaştırılacak, hesabın şiddetiyle beraber bu yanaşmanın verdiği kasvetle insanlar ter denizi içinde kalacaklardır. Onların her biri dünyada işlediği makûsluklar nisbetinde ter içinde olacaklardır. O halde mahşerde duracakları yerler de amellerine göredir. Eğer herkes aynı hizada olsaydı, onların her biri aynı ölçüde ter içinde kalırdı. Nasıl ki yeryüzünün her tarafı aynı yükseklikte değilse, hesabın görüleceği alan da aynı biçimde olacaktır. Bu hadislerde anlatılan zulüm, kâfirler, isyankârlar ve günahkârlarla alakalıdır. Kâmil iman sahibi cennetlikler için böyle bir zulüm mevzubahisi olmadığı gibi, onlar Allah’ın arşının gölgesinde rahat bir hayat süreceklerdir. Buna delâlet eden bir çok âyet ve hadis vardır.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Akşam Ezanı

Kategori: