“İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey eksikleşmez. Her kim de İslâm’da makûs bir çığır açarsa, o şahsa onun günahı vardır. O makûs çığırda yürüyenlerin günahından da ona hisse ayırılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey eksikleşmez.” Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64
Ebû Amr Cerîr İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi:
Birgün erken müddetlerde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ in huzurunda idik. O esnada, kaplan tenine benzeyen alaca çizgili giysi veya abalarını delerek başlarından geçirmiş ve kılıçlarını kuşanmış, tamamına yakını, belki de hepsi Mudar kabilesine üye neredeyse üryan gidişatta bir topluluk çıkageldi. Onları bu derece muhtaç görünce, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’ in suratının rengi değişti. Konuta girdi ve sonra da çıkıp Bilâl’e ezan okumasını buyurdu; o da okudu. Bilâl kâmet getirdi ve Allah Resûlü namaz kıldırdı. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hutbe irad etti ve şöyle emretti:
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve ikisinden pek çok kadın ve erkek alana getiren Rabbinize saygısızlıktan sakının. Allah kuşkusuz hepinizi görüp korumaktadır” [Nisâ sûresi 4, 1].
Sonra da Haşr suresinin sonundaki şu âyeti okudu:
“Ey iman edenler! Allah’dan korkun, herkes yarın için ne hazırladığına baksın” [Haşr sûresi 59, 18]. Sonra:
“Her bir birey, altınından, gümüşünden, kıyafetinden, bir sa’ dahi olsa buğdayından, hurmasından sadaka versin; hatta yarım hurma dahi olsa sadaka versin” emretti.
Bunun üzerine ensardan bir adam, ağırlığından dolayı neredeyse kaldırmaktan aciz kaldığı, hatta kaldıramadığı bir torba getirdi. Ahali birbiri peşine sökün edip sıraya girmişti. Sonunda besin ve giyecekten iki istif oluştuğunu gördüm. Baktım ki Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’ in suratı gülüyor, sanki altın gibi parlıyordu. Sonra Peygamber Efendimiz şöyle emretti:
“İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey eksikleşmez. Her kim de İslâm’da makûs bir çığır açarsa, o şahsa onun günahı vardır. O makûs çığırda yürüyenlerin günahından da ona hisse ayırılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey eksikleşmez.” Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64
Akşam Ezanı