İftar, oruç süreyi sona erdikten sonra yenen yemektir. İftar zamanı ise, oruç yasaklarının sona erdiği zaman anlamında olup, güneşin batma süreyidir. Bu müddetle beraber zamanı da girmiş olur.

İftar açarken çabuk etmek gerekir. Nitekim Ebû Hüreyre’den r.a. dedikodu edildiğine göre Resûlullah s.a.s. şöyle emretmiştir:

“Allah Teâlâ şöyle emretti: Kullarımın bana en sevgili olanı, oruç açmakta çabuk davranandır.” Tirmizî, Savm 13

Ramazan’da bir oruçluyu iftar ettirmenin ecri büyüktür. İftarı verme hususunda Zeyd İbni Hâlid el-Cühenî’den r.a. dedikodu edildiğine göre Hz. Peygamber s.a.s. şöyle emretti:

“Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.” Tirmizî, Savm 82

Yeniden başka bir hadîs-i şerîfte emredilir:

“Kim bu ayda bir oruçluya iftar verirse, bu onun günahlarının bağışlanmasına, Cehennem azâbından kurtulmasına ve kendi ödülünden hiçbir şey eksilmeden bir oruç yakalama sevâbına daha nâil olmasına vesîle olur.” Bunu duyan sahâbîler:

“–Ey Allâh’ın Elçisi! Hepimiz bir oruçluyu doyuracak kadar gıdaya sahip değiliz.” dediler. Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bunun üzerine:

“–Kim bir oruçluyu bir hurma ile veya meşrubat su ile veya tadımlık bir süt ile iftar ettirirse, Allah ona bu sevâbı verir.” emretti. Ali el-Müttakî, VIII, 477/23714

Ebû Hüreyre’den r.a. rivâyet edildiğine göre Resûlullah s.a.s. söyle buyurmustur:

“Allah Teâlâ: «İnsanın oruç dışındaki her ameli kendisi içindir. Oruç ise benim içindir, onun ödülünü de ben vereceğim» emretti.

Oruç kalkandır. Biriniz oruç yakaladığı gün makûs söz söylemesin ve münakaşa etmesin. Eğer biri kendisine hakaret eder ya da çatarsa:

«–Ben oruçluyum» desin. Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında miskten daha güzeldir. Oruçlunun sevineceği iki ân vardır:

Bir, iftar ettiği zaman sevinir, bir de Rabbine kavuştuğu zaman orucunun karşılığına sevinir.” Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163

Akşam Ezanı

Kategori: