“Zamanıyla bir adam;

«–Ben kesinlikle bir sadaka vereceğim.» dedi.

Geceleyin evinden sadakasını alıp çıktı ve onu öğrenmeden bir hırsızın eline tutuşturdu.

Ertesi gün belde ulusu;

«–Hayret! Bu gece bir hırsıza sadaka verilmiş!» diye konuşmaya başladı.

Adam;

«–Allâh’ım! Sana hamdolsun. Ben bugün de bir sadaka vereceğim.» dedi.

Yeniden sadakasını alarak evinden çıktı ve onu bu sefer de öğrenmeden bir fâhişenin eline tutuşturdu.

Ertesi gün ulus;

«–Olur şey değil! Bu gece bir fâhişeye sadaka verilmiş!» diye konuşmaya başladı.

Adam;

«–Allâh’ım! Bir fâhişeye de olsa sadaka verdiğim için Sana hamd olsun. Ben kesinlikle yeniden sadaka vereceğim.» dedi.

O gece, yeniden sadakasını alıp evinden çıktı ve onu bu kere de öğrenmeden bir zenginin eline tutuşturdu.

Ertesi gün ulus;

«–Bu ne iştir! Bu gece de bir zengine sadaka verilmiş!» diye hayretle söylenmeye başladı.

Adam;

«–Allâh’ım! Hırsıza, fâhişeye ve zengine de olsa sadaka verebildiğim için Sana hamd olsun.» dedi.

Bu ihlâsı nedeniyle uykusunda o adama;

«–Hırsıza verdiğin sadaka, belki onu yaptığı hırsızlıktan utandırıp vazgeçirecektir.

Fâhişe, belki yaptığından pişman olup namuslu bir kadın olacaktır.

Zengin de belki bundan ibret alıp Allâh’ın kendisine verdiği mülkten fukaralara dağıtacaktır.» denildi.”Buhârî, Zekât, 14

Hadîs-i şerifte anlatılan sâlih birey, samimiyetle infakta bulunmayı istemektedir. Zâhiren isabet etmemiş gibi görünen infakları dahî; Allâh’ın izni ve bereketiyle, verilen bireyleri içinde bulundukları yanlış yoldan döndürücü bir tesir icrâ etti.

Demek ki mü’minler şuurlu ve ihlâslı bir biçimde, maddî ve mânevî açlıkları gidermek yolunda gayret ettikleri takdirde, bereket ve muvaffakiyet Allah’tan gelecektir.

İslâm;

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Mecmuası, Sene: 2023 Ay: Mayıs, Sayı: 219

Akşam Ezanı