Bir gün İmam Mâlik Hazretleri Mescid-i Nebevî’nin mihrâbında öğrenciye ilim tedrîsiyle meşgul iken, devrin halîfesi Ebû Câfer Mansur mescide geldi. Bazı sorular sordu. Aralarında ilmî bir müzâkere başladı. Ancak Ebû Câfer Mansur, konuşmanın coşkusuna kapılıp sesini yükseltince, İmam Mâlik Hazretleri şöyle dedi:
“–Ey mü’minlerin emîri! Burada sesini yükseltme! Çünkü Allah Teâlâ bu hususta bir topluluğa nezaket öğreterek şöyle emretmiştir:
«Seslerinizi Nebî’nin sesinin üstüne yükseltmeyin!» el-Hucurât, 2
Başka bir topluluğu överek şöyle emretmiştir:
«Rasûlullah’ın yanında seslerini kısanlar…» el-Hucurât, 3
Öbür bir topluluğu da zemmederek şöyle emretmiştir:
«Rasûlüm Sana odaların arka tarafından haykıranların çoğu usu ermez kimselerdir.» el-Hucurât, 4
Vefât ettikten sonra O’na hürmet göstermek, aynen yaşamdayken hürmet göstermek gibidir.”
Şâhit olduğu bu yüksek nezaket karşısında Halîfe;
“–Ey İmam! Duâ ederken kıbleye mi, yoksa Rasûlullâh’a mı döneyim?” diye sordu. İmam Mâlik Hazretleri şöyle emretti:
“–Suratını niçin O’ndan çevireceksin ki? O, senin ve atanın Hazret-i Âdem’in -aleyhisselam- kıyâmete kadar Allâh’a mağfiret ve necat vesilesidir.
Bilâkis sen; Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e yönel ve O’nun şefaatini iste ki Allah Teâlâ da O’nu sana şefaatçi kılsın!.. Nitekim Cenâb-ı Hak şöyle emretmektedir:
«…Şayet onlar, kendilerine zulmettikleri zaman günah işledikleri zaman Sana gelip de Allah’tan mağfiret dileseler ve Rasûl de onlar için mağfiret arzında bulunsaydı, Allâh’ı çok bağışlayıcı ve esirgeyici bulurlardı.»” en-Nisâ, 64 Kadı İyâz, Şifâ, II, 41
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hidayet Kılavuzları, Erkam Yayınları
Akşam Ezanı