Nihayetsiz acıma sahibi olan Rabbimiz, kulları için her zaman kolaylık murâd etmiş ve İslâm’ı her doğrultudan kolaylaştırmıştır. “Dini yaşamak” için dünyadan el etek sürüklemek, sürekli kasvet ve çilelere mâruz kalmak, tam lezzetlerden uzaklaşmak gerekmez. İslâm’a girmek de onu yaşamak da en cılız insanların dahi kolayca yapabileceği kadar kolaydır.
Âyet-i kerîmelerde şöyle emredilir:
“Allah size kolaylık diler, güçlük dilemez.” Bakara, 185
“O sizi seçti ve dinde sizin için bir güçlük de kılmadı.” Hacc, 78
“Allah, sizden ağır önerileri rahatlatmak istiyor. Zira insan cılız yaratılmıştır.” Nisâ, 28
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- İslâm’ın kolaylık ilkelerinden birini şöyle haber verir:
“Allah Teâlâ Hazretleri meleklerine şöyle buyurur: «Kulum makûs bir amel yapmak isterse, onu yapmadıkça yazmayın! Yapınca, onu aleyhine bir günah olarak yazın! Şayet benim rızâmı düşünerek makûsluktan bırakırsa bunu onun lehine bir sevap yazın! Kulum iyi bir iş yapmayı arzu ederse, yapmasa dahi ona bir sevap yazın! Şayet onu yaparsa, en az on misli olmak üzere yedi surat misline kadar sevap yazın!” Buhârî, Tevhîd, 35; Müslim, Îmân, 203, 205
Ashâb-ı kirâm, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in mülâyim, kendisiyle kolay anlaşılan ve her zaman kolaylık gösteren bir insan olduğunu haber verirler.[1]
İslâm’ın kolaylık dîni olduğuna dair bâzı örnekler verelim:
Bu cins örnekleri arttırmak muhtemeldir. Cenâb-ı Hakk’ın bu büyük lutfu karşısında biz de şöyle diyoruz:
“Dinde genişlik kılan Allah’a hamdolsun!” Ahmed, VI, 166-167
Dipnotlar:
[1] Müslim, Hacc, 137. [2] Bakara, 178, 180, 220-241, 280; Nisâ, 6, 19, 25; Talâk, 2, 6, 7.Kaynak: Murat Kaya, Ebedi Kurtuluş Yolu, Erkam Yayınları
Akşam Ezanı