Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin’in çıkardığı kararname ile Kırım Türklerinin 79 yıl önce vatanlarından bir gece içerisinde toplanarak tren vagonlarında Orta Asya’ya sürgün edilmesiyle yaşanan acı, kanayan yara olmayı sürdürüyor.

Rusların Karadeniz’e çıkmakta engel olarak gördüğü Kırım yarımadası üzerindeki emellerinden, Kırım Türkleri tarih boyunca zarar gördü. Rus Çariçesi 2. Katerina döneminde Kırım Türklerine yönelik baskı ve imha politikası, Sovyetler Birliği döneminde en acı şekilde tekrarlandı. Kırım Türkleri üzerinde baskılar, Rusya’nın yarımadayı üç yıl önce yasa dışı ilhak etmesi sonrası yeniden canlandı.

Osmanlı-Rus savaşı sonunda 1774’te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı Devleti’nden koparılan Kırım Hanlığı’nı 1783’te Rusya’nın işgal etmesiyle Kırım Tatarlarının zorlu günleri başladı. Rusların politikaları sonucu Kırım Türkleri Osmanlı Devleti’nde farklı bölgelere göç etmek zorunda kaldı.

İkinci Dünya Savaşı başladıktan bir süre sonra Sovyet Rusyası, Kırım’ı Almanlara bırakmak zorunda kaldı. Kırım Türkleri, Sovyet saflarında Nazi Almanyası’na karşı başarılı bir şekilde mücadele verse de Rus komutanların “Almanlarla iş birliği” yaptıkları yönünde suçlamalarına maruz kaldı.

Kızıl Ordu’nun Kırım’ı Almanlardan geri almasının ardından Kırım Türkleri baskı görmeye başladı. Kırım Türklerinin aleyhinde hazırlanan raporlar, Sovyet yönetimine iletildi ve Kırım Türklerinin yurtlarından tamamen sürülmesi talep edildi.

Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin’in gizli kararnamesiyle Kırım Tatarlarının Orta Asya’da belirli yerlere sürgün edilmesine karar verildi. Kırım Türklerinin sürgünü, 20 Mayıs’ta başlatılıp 1 Temmuz’da sonuçlandırılmak isteniyordu. Ancak operasyon iki gün önceye alındı ve Kırım Tatar sürgünü 18 Mayıs 1944’te saat 03.00 sıralarında başlatıldı. Operasyonun 1 Haziran’a kadar tamamlanması emredildi.

Yetişkin erkekler Sovyet ordusunda savaştığından geride kalan kadınlar, çocuklar ve yaşlılar Sovyet askerleri tarafından uyandırılarak 15 dakika içinde meydanlarda toparlandı ve tren vagonlarına dolduruldu. 250 bine yakın Kırım Türkü, üç gün içinde hayvanların taşındığı vagonlarla Orta Asya’ya sürgün edildi. Sürgüne gönderilenlerin yarısına yakını hayatını kaybetti.

Kırım Türkleri yarımadadan çıkarıldıktan sonra Türk kültürü ve diğer toplulukların izleri silinmeye çalışıldı. Sürgünün yaşandığı yılın sonunda Sovyet yönetimi çıkardığı kararla Kırım’daki bütün Türkçe yer isimlerini Rusça isimlerle değiştirdi. Kırım, Stalin’in ölümünden sonra Ukrayna’nın Rusya’ya bağlanışının yıl dönümü nedeniyle Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne hediye edildi. 1965’ten itibaren Kırım’dan sürgün edilen Türkler, yarımadaya ziyaretlerini arttırdı ve Kırım’a dönmek için siyasi faaliyetlere başladı.

Kırım Türklerinin 1944’ten bu yana vatana dönmek için verdiği mücadele, Sovyetler Birliği’nin dağılmasına kadar sürdü. Sovyetler sonrası Kırım Türklerinin vatanı, Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti oldu.

Ukrayna’da Batı yanlılarının yönetimi ele geçirmesiyle Rusya Kırım’ı 2014’te yasa dışı olarak ilhak etti. Kırım Türkleri yeniden 2. Katerina ve Stalin döneminde olduğu gibi baskı politikasına maruz kaldı.

Kırım Türkleri arasında potansiyel tehlike görülenler hapse atıldı ve yarımadaya girişi yasaklandı. Kırım Tatar halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Türklerinin iradesini temsil eden Kırım Tatar Milli Meclisi’nin Başkanı Refat Çubarov’a yarımadaya giriş yasağı konuldu. Kırım Tatar Milli Meclisi, “aşırıcı örgüt” kapsamına alınarak faaliyetleri yasaklandı. Meclisle doğrudan bağı olan iki bin 500 Tatar ile onlarla ilişkisi olan herkes aşırıcı örgüt üyesi durumuna düştü.

Rus yönetiminin baskısı nedeniyle binlerce Kırım Türkü yarımadayı terk etmek zorunda kaldı. Yarımadada, Kırım Tatar halkının evlerine, camilere, çocuk yuvalarına yapılan baskınlar ve “terör örgütüne üye” olma suçlamasıyla gözaltılar devam ediyor.

Kategori: