Kıyâmette bir kimsenin kurtulması için bir haseneye gereksinimi olacak, o haseneyi bulabilirse kurtulacak, bulamazsa cehenneme atılacak. Ona Cenâb-ı Hak diyecek ki:

“Git bir hasene bul getir de seni kurtarayım!” O kul “Kime gideyim?” diye düşünecek. En yakın, en sevgili olan anaya gidecek

“Anacığım benim bir haseneye lüzumum var, bir hasene verirsen ben kurtulacağım, yoksa yanacağım, nasıl olsa senin lüzumun çok, bir hasene seni kurtarmağa kâfî gelmeyecek, bari ben kurtulayım. Senin daha çok haseneye lüzumun var, bir tane daha yetersiz olsa sana bir hasar yok, fakat ben bir hasene ile kurtulacağım, anacığım ne olur bana bir hasenne ver de ben bari kurtulayım.” deyince anası diyecek ki:

“Yavrum bugün benim işim haraptır, benim lüzumum daha çoktur. Sana bir tane dahi hasene veremem.”

Bunun üzerine babadene gidecek. “Ey Baba bana bir hasene ver de ben kurtulayım, nasıl olsa bir hasene senin kurtulmana kâfî değil.” diyecek. Babası da: “Yavrum git yanımdan, git. Bugün benim işim pek müşkildir, sana bir iyilik verecek halde değilim.” diyecek.

Bundan sonra kardeşine gidecek, bir hasenne isteyecek, kardeşi de ondan kaçacak, “Git, git, benden uzak ol, benden uzak ol, benim halim sefil sana bir hasene dahî veremem!” deyip kaçacak.

Abese sûresindeki: “Bir gün ki şahıs kardeşinden kaçacak, anasından babasından kaçacak, dostlarından, arkadaşlarından ve kendi öz oğullarından kaçacak, kendi ailesinden kaçacak. O gün olacak iş, o kimse için yetip çoğalacak!”Abese Sûresi 34-36 beyân buyurulan haller olacak.

İşte öyle şiddetli bir günde o mü’mine Cenâb-ı Hak diyecek ki:

“Bak hiçbir yakınından fayda göremedin. Senin hiç Allah için muhabbet ve sohbet ettiğin sâlih bir arkadaş, bir kardeşin yok mu idi? İşte şimdi ona git bir hasene iste.” diyecek. O mü’min gidecek, benim Allah için sohbet ettiğim sâlih bir kardeşim vardı, deyip ona koşacak ve halini anlatacak, bir hasene isteyecek. Bu sâlih kardeşi:

“Al kardeşim, al ben nasıl olsa kurtulamayacağım, bir değil bin hasenemi de sana vereyim hiç olmazsa sen kurtul da, ben sana bedel hadisem, ikimiz de yanmaktansa birimizin yanması kâfîdir.” diyecek.

İşte bundan sonra Cenâb-ı Hak emreder ki;

“Ey kulum, mâdem ki sen bu mü’min kardeşinin yanmasına râzı olmadın ve ona kurtulsun diye hasenelerini verdin, ben senden daha cömertim, ben de seni ve mü’min kardeşini bağışladım. Sizi ayırmak bana yakışmaz, sizi ayırmadan cennete koyacağım.”

İşte böylece ikisi birlikte cennete mazhar olup kurtulurlar.

Kaynak: Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri, Bayram Sohbetleri

Akşam Ezanı

Kategori: