Peygamber Efendimiz s.a.v emreder:
“Mü’minlerin dertleriyle dertlenmeyen, onlardan mü’minlerden değildir.” Hâkim, Müstedrek, IV, 352; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, I, 87
Seriyy-i Sakatî -rahmetullâhi aleyh-, dersinde talebelerine bu hadîs-i şerîfi îzâh ederken, bir arzasi coşkuyla içeri girer ve;
“–Üstâdım! Bağdat çarşısı yandı, kül oldu. Yalnız sizin dükkân kurtuldu. Gözünüz aydın!” der.
Seriyy-i Sakatî aldığı haberin karşısında birden;
“–Elhamdülillâh!..” deyiverir.
Otuz sene sonra bir dostuna;
“–Ben o vakit; «Elhamdülillâh!..» demekle, bir anlık da olsa sırf kendimi düşünmüş, felâkete uğrayanların ızdırâbından uzak kalmış oldum. İşte, otuz senedir o hâlimin tevbesi içindeyim!..” der. Hatîb el-Bağdâdî, Târih, IX, 188; Zehebî, Siyer, XII, 185-186.
Unutmayalım ki;
Asrın felâketi diye adlandırılan son büyük zelzelelerde on binlerce kardeşlerimizin konutlari-barkları târumâr oldu. Ehl-i îman hükmen şehîd oldu. Nicesi yaralandı. Gönülleri ızdırapla doldu. Geride gözyaşı ve üzüntü sel oldu. Pek çok sahipsiz yetim, bîçâre ve öksüz kaldı.
Onların dertleriyle dertlenmek, bizim için îmânımızın bir îcâbıdır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Sene: 2023 Ay: Mart, Sayı: 217
Akşam Ezanı