İmâm-ı Rabbânî’nin anlattığı nâkıs şeyh, mürîdlerinin kâbiliyet ve istîdâdını anlama melekesi elde edememiş, onlara kâbiliyetlerine göre irşâd reçetesi sunabilecek bir yapıda olmayan şeyhtir. En son verilecek ilâcı ilkten veya ilkten verilecek ilâcı en sona vazgeçecek bir yanlışlık içinde olan kişilerdir. Böyleleri irşâdda nâkıs sayılır ve irşâd için ortaya çıkmamaları tavsiye edilir. Nâkıs olan kişi, henüz nihâyâtta olan şeylere eremediği için başkalarını erdirme ehliyetini de hâiz değildir. Zira irşâdda evvel reşâd sonra irşâd, evvel salâh sonra ıslâh mevzubahisidir.
Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Sualde Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları
Akşam Ezanı