Yeniden Âişe radıyallahu anhâ’dan söylenti edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle emretti:

“Bir kimse, oruç borcuna can verirse, yakını onun yerine orucunu meblağ.” [1] 

Ramazan orucu, mükellef olan her Müslümanın yakalaması gereken ilâhî bir borçtur. Rastgele bir nedenle oruç borcunu ödeyemeden ölüm eden kimseyi bu borcundan kurtarmak için, onun yerine bir yakını oruç yakalayabilir. Yakınlık, hadisimizde “velî” sözcüğüyle ifade edilmiştir. Bu yakınlık bazı âlimlere göre can verenin oğlu, kızı, anası, babası gibi bir yakınlık, kimilerine göre ona servetçi olan kimseler, kimilerine göre de onun akrabası olan herkestir.

İslâm âlimlerinin büyük bir kısmı, ramazan orucunu yakalayamadan can veren kimse şanına her gün bir yoksula sadaka vermeyi öneri eden hadisleri dikkate alarak, can veren kimsenin yerine oruç yakalamaktansa fidye vermeyi uygun görmüşler ve hadisimizdeki “Onun yerine yakını oruç meblağ” ifadesini, can verenin yakını, fukaraları doyurarak onun oruç borcunu ödemiş olur, şeklini açıklamışlardır. Buna göre, yakalanamayan her oruç için, ramazanda verilen fitre kadar bir ölçü para fukaralara dağıtılacaktır. İmâm Mâlik bu görüştedir.

İmâm Şâfiî’nin bu mevzuda iki düşüncesi vardır. İlk düşüncesi, hadisimize uygun olarak, oruç yakalanabileceği istikametindedir. Kitabımızın müellifi Nevevî İmâm Şâfiî’nin bu görüşünün daha doğru olduğunu söylemiştir. Şâfiî, sonraları görüşünü değiştirmiş, oruç yakalanmayıp fukaraları doyurmanın veya onlara gıda vermenin daha uygun olacağını söylemiştir. Ahmed İbni Hanbel de yukarıyadaki hadisi temel almış ve oruç borcuyla can veren kimsenin yerine yakınının oruç yakalayabileceğini söylemiştir. İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe, eğer can veren kimse “oruç borçlarım için fidye verin” diye vasiyet etmişse onun yerine fidye verileceğini, vasiyet etmemişse verilmeyeceğini söylemiştir. Bununla birlikte oruç borcu bulunan kimsenin, vasiyetinde bunu kesinlikle belirtmesi gerektiğini söylemiştir. Can Verenin yerine oruç yakalamaktansa fukaralara sadaka vermeyi korunan âlimler, Peygamber  aleyhisselâm’ın bir başkası yerine namaz kılınamayacağını, hatta oruç da yakalanamayacağını belirten hadisleri olduğunu, bu nedenle ölünün yerine yakınlarının oruç yakalamasının uygun olmadığını söylemişlerdir.

Bir de bazı âlimler, yeniden bu mevzudaki farklı hadisleri dikkate alarak, farz olan ramazan orucu ile vâcip olan adak nezir orucunu birbirinden ayırmışlar, bir kimsenin başkası yerine ramazan orucunu yakalayamayacağını, ama adak orucunu yakalayabileceğini belirtmişlerdir.

1. Bir Müslüman oruç borcuyla ölüm etmişse, yakın akrabaları onun bu borcunu kesinlikle kapatmalıdır.

2. Bazı âlimlere göre, can veren kimsenin yakalayamadığı oruçları en yakın akrabaları yakalayabilir. Bazı âlimlere göre ise, yakalanamayan her oruç yerine bir fidye vermelidir.

Dipnot:

[1] Buhârî, Savm 42; Müslim, Sıyâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 40, Eymân 21.

Kaynak: Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Akşam Ezanı