Günümüzde sanki unutulmaya surat yakalamış bulunan mâlî imanlardan biri olan öşür, toprak mahsullerinden verilen zekâttır. Öşrü vermeyenler de tıpkı zekât vermeyenler gibi Allah katında gâsıp ve kabahatli vaziyetindedirler. Fukarânın, fukaranın, Allah yolunda gayret edenlerin haklarını gasp etmiş olmaktadırlar.
Rivâyete göre Yemenli bir zâtın San’a yakınlarında büyük bir bahçesi vardı. Bu cömert birey, mahsul toplama zamanında muhtaçlara, esrarengizlere ve cılızlara öşür hissesini aşırısıyla ve bolca ayırırdı. O zât vefât edince, çocukları ihtirâsa kapılarak:
“–Âilemiz hayli kalabalık, mülkümüz ise az. Muhtaçlara bir şey vermeyelim! Onlar gelip istemeden mahsulleri toplayalım…” diyerek ahitleştiler. Allah onların bu makûs amaçları üzerine, bahçelerini yakıp küle çevirdi. O büyük bahçe, tanınmaz hâle geldi.
Velhâsıl, öşrü cömertçe dağıtıp fukaraların duâsını almak; hem bir bereket vesîlesidir, hem de mülkün mânevî teminâtıdır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Gönül Dünyası, Erkam Yayınları
Akşam Ezanı