Sûfîlere göre râbıtanın nasıl yapılacağını ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini şöyle özetleyebiliriz: Evvel râbıta yapılacak kimse ahlâkî açıdan kemâle ermiş, müşâhede mevkisine erişmiş bir mürşid-i kâmil olmalıdır. Sâlik bağlandığı böyle bir şeyhin huzûrunda edeble bulunmalı; gıyâbında ise onun sûret ve sîretini hayâl ederek yanında iken takındığı tutumu ve taşıdığı ahlakı, gıyâbında da sürdürmeye çalışmalıdır. Râbıtada ehemmiyetli olan şeyhin sûret ve sîretini hayâlde muhâfaza etmektir. Sûret ve sîreti hayâlde muhâfaza duygusu, zamanla şeyhin ahlâk ve özellikleriyle bezenmiş bir hâle gelmeyi sağlar.
Râbıta sâhibi bir mürîd hiddet hakimiyetinde dahi râbıtadan faydalanabilir. Sinirlendiği zaman: “Şimdi burada mürşidim olsa nasıl davranırdı” diye düşünen bir mürîd, bu sâyede hiddetine hâkim olabilir ve gadab kılıcı yerine hilm kılıcını kullanabilir.
Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Sualde Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları
Akşam Ezanı