Sahur yemeği, oruç yakalayacak kişilerin imsak vaktinden evvel gece yedikleri yemektir.
Ramazan ayıda olası olduğu kadar sahur yapmaya gayret etmeliyiz. Sahurların yüksek fazîlet ve değeri hakkında Peygamber Efendimiz şöyle emretmişlerdir:
“Bir yudum su ile dahî olsa sahur yapınız.” Abdurrazzâk, Mu sannef, IV, 227/7599
“Sahur yemeği yiyin, zîrâ sahurda bereket vardır.” Buhârî, Savm, 20
Hadis-i şerifte emredilir:
“İftarı tez ediniz; sahûru geciktiriniz!..” Taberânî, Mûcemu’l-Kebîr, 25, 163
Hz. Enes’deri rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle emretti:
“Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır.” Buhârî, Savm 20; Müslim, Sıyâm 45
İbni Ömer r.a. dedi ki, Resûlullah‘ın iki müezzini vardı: Bilâl ve İbni Ümmü Mektûm. Resûlullah şöyle emretti:
“Bilâl geceleyin erkence ezan okur. Siz İbni Ümmü Mektûm ezan okuyuncaya kadar yiyip içiniz.”
İbni Ömer, “Bu ikisinin arasındaki zaman, biri inip diğeri çıkıncaya kadar geçen vakitten ibaretti” demiştir. Buhârî, Ezân 11, 13, Şehâdât 11, Savm 17
Resûlullah, oruç meblağken sahura kalkmayı ve iftarda tez etmeyi tavsiye etmiştir. Buhârî, Savm, 45; Müslim, Sıyâm, 48; Tirmizî, Savm, 17/708.
“Gündüzün orucuna sahur yemeği ile gecenin ibadetine de öğle uykusu ile destekçi olunuz!” Hâkim, I, 588
Ebûbekir r.a. şöyle buyurur:
“Ramazan’da Teravih namazından dağılıp, hizmetçilerden ale’l-tez sahur yemeği getirmelerini isterdik, zira fecrin doğmasından korkardık.” Muvatta’, es-Salâtü fî Ramadân, 7
“….Sakîf temsilcilerine İslâm’ın farzları ve ahkâmı öğretildi. Hz. Peygamber, Ramazan’ın kalan kısmında oruç yakalamalarını da onlara emretti. Bilâl-i Habeşi, onların sahur ve iftar yemeklerini yanlarına götürürdü.” Vâkıdî, III, 968.
Zeyd İbni Sâbit r.a. dedi ki:
Biz Resûlullah ile birlikte sahur yemeği yedik sonra da sabah namazını kıldık. Sahur yemeği ile sabah namazı arasında ne kadar zaman geçti? diye soruldu. “Elli âyet okuyacak kadar” yanıtını verdi. Buhârî, Savm 19; Müslim, Sıyâm 47
Hz. Peygamber şöyle emretmişlerdir:
“Nice oruç yakalayanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz terâvih ve teheccüd kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.” İbn-i Mâce, Sıyâm, 21
Allâh Teâlâ, teheccüd namazını Peygamber Efendimiz’e husûsî olarak farz kılmıştır. Bizler de Ramazan-ı Şerif içerisinde sahura kalktığımızda en az 2 rekat teheccüd namazı kılmaya gayret etmeliyiz. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle emredilir: “Gecenin bir kısmında da sâdece sana mahsus bir aşırılık olmak üzere Kur’ân ile teheccüd namazı kıl. Umulur ki Rabbin seni Makâm-ı Mahmûda eriştirir.” el-İsrâ 17/79
Teheccüd namazı ile ilgili Resûlullâh emrettiler:
“Gece namazına devam ediniz. Zira bu sizden önceki salihlerin ibadetidir. Zira gece ibadeti, Allah’a yakınlık günahlara kefaret olup insanı bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır.” Tirmizi, Deavât, 101
“…Farzlar dışında en faziletli namaz, gece namazıdır.” Müslim, Sıyâm, 203
Yine Allah Resûlü emrederler ki:
“Cebrâîl a.s geldi ve şöyle dedi: «…Hiç kuşku yok ki, mü’minin gururi bedeli teheccüd namazındadır…»” Cem’u’l-Fevâid, I. 335
Akşam Ezanı